YEMEK YEMEYE DAİR…*


Haber Kategorisi : Köşe Yazıları
Yayınlanma Tarihi : 11 Kasım 2021 10:37
Okunma Sayısı : 1080
Haberin Yazarı : Yönetici
Haberin Kaynağı : Site Yönetimi



 

YEMEK YEMEYE DAİR…*

Muhtelif TV ekranlarından, muhtelif yemek programları seyrediyoruz. Denebilir ki hepsi de yemek yemeyi teşvik ediyor. Bunları seyredenlerin, Tevfik Fikret’in” Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!” ifadelerine uymayacakları nereden malum? 

Bu programların aşırı yemeye teşvik ettiklerini inkâr mümkün müdür? Asla! Bu programlardan yemek adap ve usullerini öğrenmemizin de mümkün olmadığı bir gerçek. Üzülerek belirtmeliyim ki aksi mümkün değil. Kelimelerin söylenişleri ne olursa olsun, hangi dilden olursa oldun, insanlığın yaşamakta olduğu son zamanların tarifi “Modern” kelimesiyle ifade edilir. 50’li, 60’lı yıllarda pek tabiidir ki şimdiki “Modern ”kelimesinin yerinde, mükellef bir sofra başına oturmuş ağa oturuşu gibi “Asrî” kelimesi bağdaş kurmuştu, onu sürgüne gönderip yerine “modern” kelimesini zağlı pala ile oturttular. Terk etmedi, sebebi daha modern görünmekten başka bir şey değildi elbet.

Bu modern hayatta yemeğe teşvik edilen milletimizin sağlıklı kalabilmesini sağlayıcı yemek programlarına hasret kaldığımızın söyleyeni de yok. Bu hüküm istatistiklere dayalı değil elbet. Görünen köy kılavuz istemez hesabı.

Kısmen sağlıklı beslenmeye işaret edenler de yok değil hani. Seslerinin desibelinin çok düşük olmasından varlıklarını anlamak ancak araştırıcı hassasiyete sahip olanlarca mümkün oluyor. Bu durum sağlıklı beslenmeye yeter derecede kültür oluşturmaya yetmiyor.

Bir taraftan da insanlığın obezite sorununa çare üretilmeye çalışılmıyor değil. Değil de sonuca varılmıyor. “Kilo endeksi” formülüne göre obezite olmayan yok gibi. Merak ediliyorsa formül şu: Kilo / boy kare=23/1 . Boy uzunluğunun metre cinsinden kullanılması lazım. Bu formüle uygun hesap yapıldığında 1.81 metre boyu olan birinin ağırlığı 75 kg olmalıdır. Bu, obezitenin sınırıdır. Bunun altında çıkan değerlere sahip olanların da beslenme takviyesi alması gerekir. Bu arada işittikçe rahatsız olduğum bir anlatım bozukluğunu da araya sıkıştırayım: Kedi besleyen birinin yokluğunda kedisine, komşusundan bir öğün yiyecek verilmesini isteyen biri komşusuna” Ben, sabah, erken çıkacağım. Öğleden sonra minnoşu filan yere koyduğum yemekle besler misiniz?

BU soruyu anlatım bozuklukları bakımından tahlil ettiğimizde,1-Kedinin yediğinin adı yiyecek veya kedi mamasıdır.2- Beslenme bir süreç gerektirir. “Beslenme ” kelimesinin zıddı zayıflıktır. Demek ki “Beslenmenin “ gerçek şartı zayıf olmaktır. Minnoş zayıf olmadığına göre beslenme işi de yoktur. Ne vardır? Doyurulma işi. Doyma işi ise öğünlük bir iştir. Günde üç öğün doyurulan bir canlı, bir ay sonra daha önceki kilosunu aşmış ise aştığı kadar kilo alarak beslenmiş olur. Bir kaç öğün yemek, yem veya yiyecek ile hiç bir canlı beslenemez ancak doyurulabilir.

Sadede gelene kadar bir sürü laf ettik. Ettik ama zinhar boş laf değil.

20. yüzyılın ilk çeyreği o zaman için asridir. Bakınız Ortaokul 2. sınıf öğrencilerine okutulan “Eşya Dersleri” adlı kitabın ilgili metninde neler öğretiliyormuş: 

“”2.Kanaatkârane yemeliyiz, mideyi doldurmamalıyız, yemek vakitleri muntazam olmalı,

gıdayı iyi çiğneyip acele ile yutmamalıdır ki mide kolay hazmetsin.

3.Gıdalarımız sıhhate uygun ve muhtelif yani türlü türlü olmalıdır. Asla hasta hayvan

eti yememelidir.

4.İçecek şeylerin en âlâsı iyi sudur.

5. İspirtolu içecekleri gıdalarımız arasından uzaklaştırmalıyız.

GIDALARA DAİR SAĞLIK ÖĞÜTLERİ

Vücuda faydası olmayan şeylerle mideyi doldurmamalıdır.

Daima hazmı kolay şeyler yemelidir. 

Her gün yemek zamanı aynı zaman olmalıdır.

Yemeği çok yemeyip iştiha varken sofradan kalkmalıdır.

 Yemek ağır ağır yenip iyice çiğnemelidir. En iyisi gezmelidir.

 Lâkin koşmamalıdır.

Yemekten sonra hamam ve sair suretle banyo etmemelidir.

Her gün bir defa olsun dişleri temizlemelidir.

İspirtolu içkiden daima sakınmalıdır.””

* Yeni Usul Eşya Dersleri, s,143,İstanbul,1335(1919 )(1919 Yılının sosyal, siyasal, ekonomik, muharebeye dair şartları hatırlanmalıdır. ),Kısmen sadeleştirilmiştir. ,09.11.2021,

Şakir Albayrak, Çekmeköy-İst.



LinkedIn'de Paylaş
'de Paylaş
Telegram'da Paylaş
WhatsApp'da Paylaş